Her başarılı adamın arkasında ondan daha başarılı bir kadın vardır – ve onunla tanışmak üzeresiniz. Bu kadın, Joan Castleman (Glenn Close), son derece zeki ve hala çarpıcı bir güzelliğe sahip, üstüne üstlük mükemmel derecede kocasına sadık bir eş. 40 yıllık evliliği boyunca karizmatik kocası Joe’yu (Jonathan Pryce) pohpohlamak ve onun aniden yükselişe geçen edebiyat kariyerinin alevlerini körüklemek için yeteneklerini, hırslarını ve hayallerini feda etmiştir. Yaptığı “sanat” yüzünden eşinin sadakatsizliklerini ve hatalarını görmezden gelmiştir. Yaptıkları evliliğin inşası için hep eşit olmayan tavizler verilmiştir. Joe, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanır ve ödülünü alması için Stockholm’e gidecekleri zaman Joan için kırılma noktası başlar. Artık bunca zamandır yaptığı karşılıksız fedakarlıkları ve verdiği hayati kararları sorgulayacağı hem dokunaklı hem komik hem de duygusal bir sürecin içindedir.

Nobel Adayının Karısı

Ruby, genç bir cadıdır, uzun süredir kayıp olan annesinin kötü güçler tarafından kaçırıldığını öğrenince, onu geri almak için tüm sihirli güçlerini kullanmaya zorlanır. Genç Ruby, bir cadı olarak kendi doğasını yeni keşfetmeye başlamıştır ve paralel evrenler arasında hizalanan gezegenlerle bir ilgisi olan bir portal hakkındaki karmaşık bir komplo içinde annesini kurtarmak zorundadır. Kasabadaki yerel yetişkinler arasında Ruby ve babasını sabote etmek için bir plan vardır, ancak bir zamanlar dost canlısı olan bu yetişkinleri Strangelov'ları açmaya motive eden şey oldukça kafa karıştırıcı. Ruby yeni doğmuşken Ruby'nin annesinin ortadan kaybolması ve yetişkin erkek palyaçolar tarafından korunan bir kasabada tecrit edilmesi bazılarına biraz korkutucu gelebilir. Ruby  8 yaşındayken sihirli güçlere sahip olduğunu keşfeder.