Christine McPherson, nam-ı diğer “Uğur Böceği” (Saoirse Ronan), son derece sevecen, dik kafalı ve iradeli annesi gibi olmamak için ne kadar uğraşsa da aynı onun gibidir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi (Laurie Metcalf), eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini ayakta tutmak için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Sacramento, California’da 2002 yılında, hızla değişen Amerikan ekonomisinin ortasında geçen Uğur Böceği, bizi şekillendiren ilişkilere, tanımlayan inançlara ve yuva adını verdiğimiz yerin benzersiz güzelliğine etkileyici bir bakış açısı sunuyor.

Uğur Böceği

Hayatın zorlukları içinde debelenen bir komedi senaryo yazarı olan homoseksüel David (Jesse Plemons), kanserin son evresinde olan annesine yardım etmek ve destek olmak için New York’tan Sacramento’ya taşınır. Muhafazakâr babası ve kendisinden yaşça çok küçük olan kız kardeşi ile 10 yıl sonra ilk kez birlikte yaşayacaktır. David çocukluğunun geçtiği bu evde tıpkı bir yabancı gibi hisseder. Annesinin sağlık durumu kötüye gittikçe, David çılgınca bu korkunç deneyimden anlamlar çıkartmaya çalışır ve kendisi de dâhil herkesi her şeyin yolunda gittiğine dair ikna etmeye çalışır.