Ufuk, hayatı geldiği gibi yaşayan biridir. Bir gün Esma adında bir kadınla tanışır. Sık sık karşılaşmaları aralarında bir yakınlaşma sağlar. Ufuk hastalığı sonucu hastaneye kaldırılır. Hastanede yan yatağında yatan Umut ile karşılaşır. Tahlil sonuçlarına göre her ikisinin de beyninde tümör vardır. Ufuk hayatla olan bu son yolculuğunda ona eşlik eden arkadaşı Umutla güzel günler geçirmek için çalışır...

Umudun Kıyısında

Ahmet Çakar, Sinan Engin, Rasim Ozan Kütahyalı, Abdülkerim Durmaz ve Ertem Şener'den oluşan Beyaz Futbol ekibi sevenleri ile buluşmak üzere bir sponsorun organize ettiği tatile çıkar. Tatil için gittikleri otelde kendilerini karşılayacak olan bu sponsora bir türlü ulaşamazlar ve hiç kimse onlarla ilgilenmez. Oteli terk etmek üzereyken kendisini "çok orijinal bir kötü" olarak takdim eden bir adamın tuzağına düşerler. Bu kötü adam "Rezil rüsva olmanız için sizinle oynayacağım" diyerek onlara birbirinden absürt ve komik görevler verir. Ekip "Kimse bizimle oynayamaz" diye hemen posta koyar. Ama fark etmedikleri bir şey vardır. Abdülkerim Durmaz kaçırılmıştır. Ekibin başına gelenler, onları bambaşka bir maceraya sürükler.

Adam Mısın!

Ankara'da solcuların uğrak mekanı olan bir kahvehane 10 Ağustos 1978 günü taranır. Ülkedeki sıkı yönetim dahi bu ve benzeri vahşete engel olamaz. Daha sonraları Balgat Katliamı olarak anılacak olaydan birkaç saat sonra, polis etraftaki semtlerde, olayla bağlantısı olduğuna inandığı pek çok ülkücü genci gözaltına alır. Gözaltına alınanlar arasında henüz 20 yaşında olan Mustafa Pehlivanoğlu da vardır. Mustafa'nın gözaltına alınmasıyla sonrası annesi Zeynep ve babası Ahmet Bey'in hukuki mücadelesi başlar. Aradan geçen yıllarda 12 Eylül Askeri Darbesi'nin kurduğu mahkemede idam cezası alan Mustafa Pehlivanoğlu, anne ve babasının haberi bile olmadan bir sabah idam edilir...