40’lı yaşlarındaki Monika, Frankfurt sanat dünyasında saygın bir küratör. Açık fikirli ve önyargısız olduğunu iddia eden bir sosyal çevreye sahip. Gittiği bir Afrika barına yapılan polis baskını sırasında tesadüfen tanıştığı Joseph ise ondan biraz daha genç, Kongolu bir iş adamı. Ülkesinde bir elmas madeni işletmek için gerekli parayı toplamaya çalışıyor… Monika ve Joseph tanışır tanışmaz aralarındaki çekimi hissediyorlar. Birbirinden çok farklı ama eşit iki partner arasında tutkulu bir aşkla başlayan ilişkileri çok geçmeden sömürgeciliğin mirasını üzerinden atamamış bir toplumun sınırlarına tosluyor. Böylece Monika ve Joseph yel değirmenlerine, kağıt üzerinde kaybedecekler gibi duran bir savaş açıyorlar.

Prens

I Had Nowhere To Go is based on Jonas Mekas’s diary. It’s been over 70 years since he left his village in Lithuania to escape Nazi persecution. He was 22 years old. Today he is one of the last surviving members of a displaced generation and one of the greatest documenters of the human experience.