The first talkie was directed by Alice Guy, the first color film was produced by Lois Weber, who directed more than 300 films over 10 years. Frances Marion wrote screenplays for the Hollywood Star Mary Pickford and won two Oscars, Dorothy Arzner was the most powerful film director in Hollywood. And what do all of them have in common? They are all women and they have all been forgotten. Incredibly, it also took until 2010 for the first woman, Kathryn Bigelow, to win the Oscar for Best Director. Even if underrepresented women have always played a big part in Hollywood and it is this part of the film history left untold that this documentary sets out to uncover.

The Women Who Run Hollywood

Dışarıdan bir gözle bakıldığında, Howard Wakefield (Bryan Cranston) başarının resmedilmiş halidir adeta. Sevecen bir karısı (Jennifer Garner) ve iki kızı, Manhattan’da bir avukat olarak prestijli bir mesleği ve banliyöde rahat bir evi vardır. Ancak içten içe Howard boğulmaktadır. Bir gün Howard sinir krizi geçirir. Her şey onun için çat diye kapanır ve garaj tavanında saklanmaya karar verir. Ailesini terk ederek kendisine ne olduğunu merak ettirir, kendi yaşantısını uzaktan gözlemleyen bir yabancı gibidir.  Bu durum günlerce, hatta aylarca devam eder. Bir gün Howard merak etmeye başlar: Aradan geçen onca yıldan sonra, hiçbir şey olmamış gibi geri döndüğünde her şey eskisi gibi olur mu?