Altan, eşi öldükten sonra oğlu Can ile birlikte, kendilerine hayatın zorluklarına dayanabilecekleri küçük bir dünya kurmuş, düştükleri en zor durumda bile bunu bir oyuna çevirebilen ve en trajik anda dahi etrafındakileri güldürebilen bir babadır. Belediyede çöpçü olarak çalışan Altan, İstanbul’un zengin semtlerine komşu bir gecekondu mahallesinde oğlu Can ile yaşamaktadır. Can’ın ise bütün dünyası çizgi romanlardır. Günün birinde Can’a dördüncü evre kalp yetmezliği teşhisi konması Altan’ın dünyasını başına yıkar. Can’ın tek şansı kalp naklidir ve onun yaşında bir çocuk için donör bulmak oldukça güçtür. Bundan sonra Altan’ın yapabileceği tek şey Can’ı mutlu edip moralini yüksek tutabilmektir. Altan, Can’ı mutlu etmenin yolunu çizgi romanlarda bulur.

Benim Babam Bir Kahraman

Çocukluk arkadaşı olan Sedat ve Fikret'in tek sevdası Kadırga Spor Kulübü’dür. Yoksul bir kulup olan Kadırga Spor Kulübü, kurtarıcı olarak Hakan isimli bir futbolcuyu transfer etmek ister. Transfer için kulübün eskilerinden olan Tevfik Amca arabasını bağışlar fakat aracın satışı için zamana ihtiyaç vardır ve transfer tarihi yaklaştığı için satış beklenemeyecektir. Bu durum karşısında Sedat parayı eski sevgilisi Nazlı’nın abisi olan Reşat’tan ister. Sedat senet karşılığı parayı alır fakat bu sırada başına hiç hesaba katmadığı bir iş gelir ve birçok kişi ile mücadele etmek zorunda kalır.

Ver Kaç

Faili meçhuller, zorla kaybetmeler, yargısız infazlar ve işkencelerle dolu 90'lar siyasi ikliminde bir polisiye hikâye anlatıyor.