1899 yılında Toronto’dayız. Mackenzie King, Kanada başbakanı olma hayalleri kurar. İktidar basamaklarını tırmanması için, hem annesiyle hem de vahşetten kaçınmayan bir valiyle yüzleşmesi gerekir. Bu çatışma, iyiyle kötünün savaşına dönüşür ve King, 20. yüzyılda hayatta kalmanın yollarını öğrenir.

20. Yüzyıl

In order to escape the monotony and boredom of the end of the school year, a young boy fabricates a transceiver-receiver to communicate with strangers in the sky.

Transmitter Receiver

Lucy Pierce normal bir çocukluk geçirdiğine inanarak büyüdü. Ta ki bir gün, yüksek profilli bir kaçırılma vakası olan "Bebek Victoria"nın ortadan kaybolmasıyla ilgili eski makaleleri keşfedene kadar. Bebeklik fotoğrafının önde ve ortada olduğunu görünce şok oluyor. Cevaplar bulmaya kararlı olan Lucy, Pensilvanya Valisi adına çalışan bir ceza savcısı olan biyolojik annesi Elizabeth Marshall'ın izini sürer. Lucy'nin Elizabeth'le yeniden bir araya gelmesi samimi olsa da, yeni bulduğu kız kardeşi Terri ile olan ilişkisi için aynı şey söylenemez. Lucy kendini bir polis soruşturmasının ortasında bulduğunda aile birleşimi kontrolden çıkar. Lucy kendisini gerçekten kimin karalamaya çalıştığını sorgularken, yine bu aileyi parçalayacak daha kötü bir şey mi oluyor?