Yıl 1243… Selçuklu Devleti için fetret devrinin başladığı yıl. Doğudan yola çıkıp Asya'yı işgal eden Moğollar, Büyük Han'ın karşısındaki son güçlü Sultan'ı yok etmek için Anadolu'ya sefer kararı alırlar. Sivas-Kösedağ'da devrin iki güçlü ordusu Selçuklular ve Moğollar karşı karşıya gelirler.  Selçuklu başkenti Konya'da sultansız kalmış bir milletin kaderi tartışılmaktadır: Ya Büyük Han'a biat edilecek ve Türk boylarının bağımsızlığı sona erecektir ya da gizli bir direniş ateşi yakılıp yeni bir devlet kurulacaktır. Beylerin ve emirlerin çoğu Büyük Han hizmetine girmek için can atarken boyun eğmeyen bir Emir, Ahi Teşkilatını arkasına alıp tarihi değiştirecek bir karar alır. Emir Celaleddin Karatay (Mehmet Aslantuğ), Büyük Han'la onun hiç tahmin etmeyeceği bir yöntemle mücadele edecektir.

Direniş: Karatay

1877-1878 Osmanlı Rus savaşında Plevne cephesinde birlikte savaşmış dört gazi, bir baskın sırasında komutanlarını Plevne'de şehit veririler. Yıllar sonra 1915 Çanakkale Savaşında komutanlarının yeğeni olan ve aynı adı taşıyan (Yusuf) Teğmenin esir düştüğünü haber alırlar. Dört ihtiyar ve bir de özürlü genç esir kurtarma operasyonuna girişirler.

Ihtiyar Kurtlar

Suriye’nin El Bab bölgesinde düzenlenen özel bir operasyon sırasında üç kişilik bir Türk Özel Kuvvetler Timi şehit düşer. Teröristler, şehitlerin cenazelerini ele geçirmeyi planlar. Ancak Türkiye ne olursa olsun şehitlerini geride bırakmamakta kararlıdır. Bu amaçla Binbaşı Tuna Alkan ve üç askeri, şehitleri vatana geri getirmekle görevlendirilir. Bı sırada Suriye'de pek çok terör örgütü ya da farklı ülke çıkar çatışması halindedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, görevli askerlere belirli bir noktaya kadar destek olur. Ne olursa olsun üç şehidin cenazesi vatanlarına geri getirilmelidir.