Beşiktaş'la iç içe geçmiş bir yaşamın hikâyesi... Film, Fikret Orman, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Ricardo Querasma gibi birçok önemli futbol insanının tanıklıklarıyla Beşiktaş'ın simge isimlerinden birine dönüşen emektar malzemeci Süreyya Soner'in hikâyesini anlatıyor. Süreyya çok hızlı değişen iki olgu olan şehir ve futbolun içinde, geçmişi simgeleyen ve günümüzde, kaybolduğunu, unutulduğunu düşündüğümüz bazı değerlerin temsilcisi olarak seyirci karşısına çıkmakla beraber Süreyya'nın, endüstriyel futbol çağının tam kalbinde yalın bir insan olarak, Beşiktaş'ın değerleriyle birlikte, nasıl simgeleştiğini gösteriyor.

Güzel Adam Süreyya

Taner Öngür, Türkiye’nin müzik tarihinin önemli bir tanığı. Aynı zamanda Moğollar’la yaptığı çalışmalarla Anadolu Pop’un yaratıcılarından. Taner Öngür aynı zamanda ekolojik sorunlarla ilgilenen bir müzisyen. Almanya’da olduğu yıllarda ekoloji hareketinden etkilenir ve Türkiye’ye döndüğünde bunu hem kendi yaşamında hem de müziğinde merkeze taşır.

Taner Öngür'ün Gezegeni

Sultan II. Abdülhamit döneminde eğitim reformuyla İstanbul merkezli eğitim, Rumeli, Anadolu ve Ortadoğu'ya yayılmıştır. Müslüman çocukların daha iyi eğitim alması ve Devlet-i Aliyye'ye sadık memurlar yetiştirmesi hedeflenir. İmparatorluğun birçok şehrinde okullaşma başlar. Bu şehirlerden biri de Kayseri’dir. 1893'te Kayseri İdadisi açılmış, son dönem Osmanlı sıkıntılarını yaşamış, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın etkilerini birebir yaşamıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kayseri İdadisi bir çok çağdaşı gibi Sultani’ye dönüşür. Kayseri Sultanisi, Ankara'ya yakınlığı nedeniyle Kurtuluş Savaşı'nın birinci elden tanığı olmuş, öğrencileri Sakarya Meydan Muharebesi'ne katılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından kurulan genç Cumhuriyet için Kayseri Sultanisi ve çağdaşları çok önemlidir. Atatürk’ün de bizatihi ziyaret ettiği Kayseri Sultanisi, Cumhuriyet döneminde Kayseri Lisesi adını alır.