Webster Sözlüğü polimatı, uzmanlığı önemli sayıda farklı konu alanını kapsayan kişi olarak tanımlar. Bu tanımı basitçe "Sheila Lussier" şeklinde değiştirmek muhtemelen daha kolay olacaktır. Sheila La Mesa, CA'da doğdu ancak çocukluğunun büyük bir bölümünü annesinin Hullabaloo adlı TV programında dansçı olarak çalıştığı Los Angeles, CA'da geçirdi. Kulübün üst katında yaşadıkları için Sheila üç yaşından itibaren müzik ve gösteri dünyasının canlı dünyasına daldı ve bu onun hayatını değiştirdi. Birkaç yıl sonra San Diego'ya geri döndükten sonra Sheila atlara olan sevgisini keşfetti ve hızla büyüyen yetenekler listesine yeni bir beceri ekledi. Zamanını ve enerjisini biniciliğe adadı ve disiplininin karşılığını kısa sürede aldı: Geçit törenlerinde görünmeye ve at gösterilerini kazanmaya başladı; bunlar arasında, henüz 12 yaşındayken bir çocukluk arkadaşıyla birlikte San Diego Columbus Günü geçit töreninde birincilik de vardı. Ertesi yıl her iki kız da Grand Marshall olarak görev yapmak üzere geri davet edildi. Çok geçmeden modellik yapmaya başladı ve kendini ulusal kampanyalar, moda şovları, basılı işler ve TV reklamları için talep görürken buldu. Henüz 12 yaşındayken, yaz tatillerinde Los Angeles'a geri taşındı ve bu da ek işler almasını kolaylaştırdı. Yoğun yaşamı ve gelişen kariyeri nedeniyle Sheila, biri Valley'de, diğeri Bel Air'de yaşayan annesinin en iyi iki arkadaşıyla birlikte yaşamaya başladı. Bu iki kadın da eğlence sektöründe olduğu için, Sheila iş dünyası hakkında daha fazla şey öğrenmeye devam etti. Ve her şeye rağmen yıldızı yükselmeye devam etti. Sheila lise boyunca modellik yapmaya devam etti ve 17 yaşında mezun olduktan sonra Moda Tasarım ve Mağazacılık Enstitüsü'ne katıldı. Ancak sadece kamera için modellik yapmak yeterli değildi; Sheila oyunculuk da yapmak istiyordu. Hollywood'un en iyi oyuncu koçlarından bazılarıyla çalıştıktan sonra Sheila, John Wayne ve Marilyn Monroe gibi Hollywood ikonlarının ünlü koçu Helena Sorrell'den özel koçluk alacak kadar şanslıydı. Bir at binicisi, model ve aktris olarak başarılı olduktan sonra, çoğu insan bir süre arkasına yaslanıp dinlenmekten mutlu olurdu... ama yine de Sheila çoğu insan gibi değildi. Playboy için modellik yapma fırsatı doğduğunda Sheila bu fırsatı kaçırmadı. Her ne kadar 20 yaşında bir model olarak güzelliği ve zarafeti ona iyi gelse de, reklamlarda ve diğer TV projelerinde yer almasını sınırlayacağı için orta sayfa güzeli olmayı reddetti. Bunu takip eden yıllarda Sheila sürekli çalışarak oyunculuk, sunuculuk, modellik, dans, dublörlük, yazarlık, yapımcılık ve yönetmenlik becerilerini geliştirmeye, iyileştirmeye ve mükemmelleştirmeye devam etti. Kamera önünde ne kadar zaman geçirdiği göz önüne alındığında, sonunda kameranın arkasına geçmesi doğaldı ve eğlence sektörünün prodüksiyon tarafındaki yeteneklerinin de performans becerileri kadar güçlü olduğunu gördü. Uluslararası müzik ve eğlence sahnelerinin çeşitli alanlarını kapsayan yazılar yazmaya başladı. Talihsiz bir araba kazası bile onu durduramadı; yaralarını sararken Çocuklarınızı Gösteri Dünyasına Nasıl Sokarsınız başlıklı bir kitapçık yazdı. Yazarlıktan doğal olarak reklam filmleri ve diğer projelerin yönetmenliğine ve yapımcılığına geçti. İlk belgeseli R&B efsanesi James Brown ve eşi üzerineydi. Life On the Road with Mr. and Mrs. James Brown adlı proje, kısa süre sonra James'in ölmeden önce çekilen son görüntüleri olarak bilinecekti. Sheila şu anda yeteneklerinin her alanında çalışıyor. Bu dolu dolu kariyeri boyunca üç güzel çocuk yetiştirmeyi ve onların hayatlarında ve yaşadığı toplumda çok aktif olmayı da başardı.