Filminde, röportaj yapmak için gittiği ABD'de herşeyi yabancı ve itici bularak bir kimlik bunalımına giren ve amaçsızca turlayan Alman gazeteci Philip (Rüdiger Vogler)'in ülkesine geri dönmeye karar vermesi, havaalanında karşılaştığı mutsuz ve umutsuz bir kadının (Lisa Kreuzer) küçük kızı Alice'i (Yella Rottländer) kendisine emanet etmesiyle de yaşamının akışının tamamiyle değişmesi anlatılır * Wim Wenders'in yol üçlemesinin ilk filmi.

Alice Kentlerde

Damiel artık Marion'la evlidir, "Da Angelo" pizzacısını işletmektedir ve ikisinin bir çocuğu vardır. Tek başına kalan melek Cassiel, insan hayatının sadece bir gözlemcisi olarak kaderinden giderek daha fazla memnuniyetsizlik duymaktadır ve sonunda büyük bir adım atmaya karar verir. Karl Engel olarak kısa sürede şüpheli bir ortama girer ve kendini, karanlık silah anlaşmalarıyla para kazanan ve silah karşılığında doğuya film gönderen Alman asıllı Amerikalı Baker'ın asistanı olarak bulur. Cassiel'in macerası, Baker'ın oyununa son vermeye karar verdiğinde bir "gerilim" filmine dönüşür.

Faraway, So Close!

17. yüzyıl Salem'inde Hester Prynne, evlilik dışı bir çocuğu olan bir zina kadını olduğu için kırmızı A giymek zorundadır. Yedi yıl boyunca babasının adını vermeyi reddetmiştir. Hester tarafından tanınan ama başkaları tarafından kayıp kocası olduğu bilinmeyen, dinç ve yaşlı bir yabancı gelir. Kendisini doktor Chillingworth olarak tanıtır, Hester'ı izlemekte ve sevgilisinin kimliğini araştırmaktadır. Çok geçmeden gözü, genç ve öfkeli bir papaz olan Dimmesdale'e takılır. İki adam arasında düşmanlık büyür; Chillingworth psikolojik baskı uygular ve papaz çözülmeye başlar. Salem'de bir gemi durur ve Hester burayı kızı, kendisi ve sevgilisi için bir sığınak olarak görür. Ama Dimmesdale de onunla birlikte kaçacak mıdır?