Afganistan'da ya da savaşla yerle bir olmuş herhangi bir ülkede herhangi bir yerdeyiz... Otuzlarında güzel bir kadın, yıkık dökük bir odada felçli kocasına bakmaktadır. Birgün suskun kocasına tek yönlü bir itirafta bulunmaya başlar; çocukluğunu, sıkıntılarını, hayal kırıklıklarını, yalnızlığını, hayallerini, isteklerini anlatır. Kocası sessizce onu dinlerken bilmeden kadının "sabır taşı" olur, onu mutsuzluktan, acıdan, eziyetten koruyan. Fakat kadın asıl benliğini, daha sonra tanışacağı genç bir askerde bulacaktır * Yazar ve yönetmen Atiq Rahimi, ödüllü filmi Yeryüzü ve Küller'den sekiz yıl sonra yeniden sinemaya dönüyor. Afganistan'ın Oscar adayı olan film, yönetmenin çok satan romanından uyarlanmış. Rahimi, kitabı 2005'te 25 yaşındayken kocası tarafından öldürülen Afgan kadın şair Nadya Encuman anısına yazmış: "Afgan kadınları hakkında hep aynı söylemleri duymaktan bıkmıştım, ezilen, kurban olan kadınlar. Oysa Afganistan'a gittiğimde son derece dirayetli kadınlarla tanıştım."

Sabır Taşı

12 yaşında bir göçebe olan Zodi, çölde yetim bir tek hörgüçlü bebek bulur. Hayvanı yanına alır, besler, ona Téhu adını verir ve en iyi arkadaşı olur.

Princes of the Desert

Fas, geçmişten günümüze. Birbirlerine farkında olmadan bağlı beş kişi - Abdallah, Salima, Joe, Hakim ve Inès -. Farklı yüzler, farklı mücadeleler ama aynı nefes. Tek bir şehir, gerçekliğin bir parçası olarak Kazablanka, tamamı Hollywood stüdyolarında çekilmiş bir filmin efsanesi olarak, gerçekliğin sahiplenmek için geri döndüğü.

Razzia

Kazablanka'da Ali, Hmida, Mbarek ve Messoud, zamanlarını Hollanda'da daha iyi bir hayatın hayalini kurarak geçiren dört işsiz gençtir. Bir gün Hmida'nın yolu yasadışı göç uzmanı Ouchen'e düşer. Dört arkadaş, yalnızca içlerinden birinin, Hmida'nın ayrılmasına yetecek kadar para toplamayı başarır. Birkaç ay sonra, hala herhangi bir yaşam belirtisi vermemiştir. Ali, Mbarek ve Messoud onun Hollanda'da değil Afganistan'da olduğunu keşfederek Kabil yolunda onu aramaya karar verirler.

Road to Kabul

Abdellah, Fas'ın cinsel, ırksal ve politik ikliminde gezinen genç bir eşcinseldir. İşçi sınıfı mahallesinde geniş bir ailede büyüyen Abdellah, eşcinselliğini reddeden bir toplumda, mesafeli bir baba, otoriter bir anne, taparcasına sevdiği bir ağabey ve bir avuç yırtıcı yaşlı erkek arasında sıkışıp kalır.