Dad Rio'ya kazık atar ve onu yaşam boyu sürecek bir garezin tohumlarının atıldığı bir Meksika hapishanesinde bırakır. Rio hapisten kaçana dek aradan beş yıl geçer, intikamını almaktan hiçbir şeyin döndüremeyeceği Rio, Bon Amory (Ben Johnson) liderliğindeki bir suçlu çetesine girer ve hareket peşindeki grup Kaliforniya sahillerine gider. Monterrey'de nihayet, artık Meksika kökenli karısı Maria (Katy Jurado) ve ergen yaştaki üvey kızı Louisa'yla (Pina Pellicer) yaşayan ve bölgenin şerifi olan Dad'i bulurlar. Rio arkadaşmış gibi davranır. Dad geçmişi hakkında yalan söyler. Bob bir banka soymayı planlar ve Louisa afili kanun kaçaklarının etkisine kapılır. Doğal olarak, diğer adamların tümü çeşitli kötülüklerin peşinde ölürken, Rio hak ettiği iyi sona kavuşur.

Aşk ve İntikam

Jud (Steve McCrea), altın madeninin gelirini bankaya taşıma işi için eski dostu Westrum (Randolph Scott)'tan destek ister. Scott ise yanındaki yeni yetme bir genci de işe dahil ederek teklifi kabul eder...
 İş için yola çıkan üçlümüz, yolculuk sırasında mola verdikleri evdeki Elsa isimli genç kızın da yolculuklarına katılmasıyla tahmin edemeyecekleri bir maceraya girmiş olurlar...  Kadrosunda başrollerde Randolph Scott ve Steve McCrea'yı, yan rollerde ise western filmlerinin deneyimli oyuncularından Warren Oates ile L.Q. Jones'u barındıran "Ride the High Country", başarılı bir western yapımı...

İz Peşinde

NYPD dedektifleri Bonaro ve Madigan silahlarını kaçak Barney Benesch'e kaptırırlar. Tazminat olarak, Benesch'i adalete teslim etmeleri için kendilerine bir hafta sonu verilir. Onlar çeşitli ipuçlarını takip ederken, Polis Komiseri Russell da görevlerini yerine getirmeye devam eder: törenlere katılmak, mağdur yakınlarıyla görüşmek ve ölen memurların eşlerine danışmanlık yapmak gibi.

Dedektif Madigan

Kıç kıran Dingus Magee, San Francisco'ya giden eski tanıdığı Hoke Birdsill'e rastladığında bir altın treni aramaktadır ve onun parasını soyar. Hoke, Belle Knops'un hem belediye başkanı hem de genelev patroniçesi olduğu yakındaki Yerkey's Hole kasabasına gider. Hoke'u Kasaba Şerifi olarak atar ve yakındaki kaledeki askerlerin (ana müşteriler) Little Big Horn'a gitmemesi için Kızılderilileri kışkırtmasını sağlamaya çalışır. Dingus daha fazla sorun çıkarmaya ve solgun, bebek gibi konuşan Kızılderili Anna ile ilişki kurmaya çalışır. Film, sık sık tekrarlanan "Batı'nın Şifresi" deyimini abartarak gülünç hale getiriyor.